Arjantin'de son 20 yılın en büyük eylemi: Öğrenciler kemer sıkmaya karşı yürüyor

Arjantin'de faşist hükümetin kemer sıkma saldırılarına karşı en büyük tepki üniversite öğrencilerinden geldi. Öğrenciler, eğitimdeki bütçe kesintisine karşı son 20 yılın en büyük eylemini yapıyor.

Can Kuyumcuoğlu

Arjantin'de yüz binlerce kişi, başkent Buenos Aires sokaklarına dökülerek, hükümet tarafından devlet üniversitelerine dönük yapılan bütçe kesintilerine karşı bir yürüyüş gerçekleştirdi. Bu, faşist devlet başkanı Javier Milei'nin kemer sıkma politikalarına karşı şimdiye kadarki en büyük protesto oldu.

Başkentin yanı sıra diğer kentlerde de düzenlenen, sendikaların da katıldığı yürüyüşlerde, "Devlet üniversitelerini savunun", "Okumak bir haktır" ve "Bütçe artsın, Milei'nin planı kahrolsun" yazılı pankartlar açıldı.

Başkentte Kongre binasına ulaşan protestocular, burada polis engeliyle karşılaştı. Polis, Kongre binası önünde vatandaşların geçişini engellemek için bariyerler koydu.

Buenos Aires'in yanı sıra bütçe kesintilerine karşı bir büyük yürüyüş de Cordoba şehrinde yapıldı. Cordoba Ulusal Üniversitesi rektör yardımcısı Mariela Marchisio da, kentteki yürüyüşe katıldığını açıkladı.

Milei'nin 'kemer sıkma' saldırısına karşı en büyük eylem

Geçtiğimiz aralık ayında göreve başlayan Milei, yılın başından bu yana "mali açıkları kapatma" yöntemi olarak kamu alanında bütçe kesintileri uyguluyor. Milei'nin bu politikaları kamu sektöründe büyük bir sıkışmaya yol açtı. Arjantin'in ücretsiz lisans eğitimi sunan Buenos Aires Üniversitesi (UBA) gibi devlet üniversiteleri büyük ölçüde devlet finansmanına dayanıyor.

Protestoların ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Manuel Adorni, hükümetin söz konusu politikalarını savunarak barışçıl bir yürüyüş çağrısında bulundu. Adorni, "Eğitim ideolojimizin temel direklerinden biridir. Üniversiteleri kapatmak gibi bir arzumuz yok" dedi.

Arjantin'de devlet üniversitelerini savunmak için düzenlenen büyük yürüyüşler, Javier Milei'nin başkanlık görevinde bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

Milei, iktidardaki ilk dört ayı boyunca mali açığı ortadan kaldırmayı ve devleti küçültmeyi amaçlayan kapsamlı kararlar aldı.

Bayındırlık işlerini felce uğratan Milei, devlet kurumlarını kapattı, on binlerce memuru işten çıkardı, emekli maaşlarını ve maaşları düşürdü. Milei'nin özelleştirme gündeminin, üniversitelilerin büyük protestosuyla sınıra ulaştığına dair değerlendirmeler yapılıyor.

Latin Amerika'da bir model: Arjantin'deki kamucu yüksek öğretim

Uzun yıllardır ekonomik ve siyasi krizlerle boğuşan ülkede, ücretsiz kamu yüksek öğrenimi ayakta kalan birkaç temel ayaklardan biri oldu. 

Işıksız sınıflarda veya elektriğin ödenmemesi nedeniyle fakültelerin dışında yapılan derslerin görüntüleri, toplumun büyük bir kesiminde büyük bir öfkeye neden oldu. Sol örgütler ve eski başkan Mauricio Macri'nin destekçilerinin yanı sıra Milei seçmenlerinin de tepkilerini dile getirmeye başlaması dikkat çekiyor.

Faşist Milei hükümetinin kamuculuğa karşı başlattığı karalama kampanyası toplumsal tepkileri büyütmüş durumda. Milei, öğretmenlerin "öğrencileri sosyalizmin pençesine düşürdüklerini" ileri sürerek, onları "öğrencilerin beyinlerini yıkamakla" suçluyordu.

Parasız yüksek eğitim sisteminin diğer Latin Amerika ülkelerinde de bir model olarak görüldüğü Arjantin'de, özel bir üniversitenin ekonomi bölümünden mezun olan Milei'nin, Arjantin'de kamusal eğitimi destekleyen çoğunluğu hafife aldığına dair değerlendirmeler yer alıyor.

Arjantin'deki devlet üniversiteleri, şu anda yalnızca Temmuz ayına kadar faaliyet göstermeye yetecek kaynaklara sahip. İkinci yarıyılda ders olup olmayacağını öğrencilerin de öğretmenlerin de bilmediği kaydediliyor. Ülkenin en prestijli ve Latin Amerika'nın en iyi üniversitelerinden biri olarak kabul edilen UBA dahi belirsizlikle karşı karşıya.

Hükümetin engelleme çabalarına rağmen 20 yılın en büyük protestosu

Bütçenin 2023'tekiyle sabit kalması durumunda dahi, enflasyonun yıllık bazda yüzde 300'e yaklaşması, üniversitelerin kaynaklarının yüzde 70 oranında kesilmesi anlamına geliyor. Hükümet, bugün yapılan protestoları, rektörlerle anlaşma yapıldığına dair iddia ortaya atarak durdurmaya çalışmıştı. Hükümet sözcüleri, üniversite için ayrılan kaynakların Mart ve Nisan aylarına ait idari giderleri karşılamak için kullanılacağını söylerken, üniversite yönetimleri, sorunun, giderlerin büyük kısmını oluşturan öğretmen maaşlarının dondurulmasından kaynaklandığını açıkladı.

Hükümetin, protestoyu engellemek için tüm yöntemlere başvurduğu belirtilirken, Milei bunu muhalefetin düzenlediği bir miting olarak sunmaya çalıştı. Kamu Güvenliği Bakanı Patricia Bullric de, sol örgütlere atıfta bulunarak "her zamanki gibi aynı insanların" gösteri yapacağını iddia etti.

Ancak protestonun, 2001-2002 mali krizinden bu yana görülmemiş bir ölçekte ve çeşitlilikte oldu. Organizatörler, Buenos Aires şehrinde 800 bin kişinin yürüdüğünü tahmin ederken, polis bu rakamı 150 bin olarak yansıttı. La Nación gazetesi, drone'larla ve yerden çekilen görüntülerin analizine dayanarak göstericilerin sayısını 450 bin olarak belirledi.

Milei protestocuları sosyal medyadan hedef aldı

Milei ise gününü protestocularla alay eden veya onlara saldıran hesaplardan gelen mesajları yeniden paylaşarak geçirdi. Milei, kendini tanımladığı hayvan olan bir aslanın "sözde sol gözyaşları" yazılı bir kupadan kahve içtiği bir fotoğrafını paylaştı. 

İktidar partisi Libertad Avanza'nın (Özgürlük Gelişmeleri) Kongre'deki ana müttefiki olan Macri'nin partisi Pro'daki milletvekilleriyse "Eğitimin savunulmasını siyasi bir meseleye dönüştürmek acınası olduğu kadar gerçek dışıdır" diyerek Milei'yi savundu.

Buenos Aires belediye başkanı ve eski başkanın kuzeni Jorge Macri'yse, sosyal medyadaki bir mesajında, "Her zaman özel eğitimin yanı sıra kamu eğitimini de savunacağım" dedi.

Eski devlet başkan adayı Juan Grabois de, Milei'yi devlet üniversitesi sistemine yönelik saldırısının benzeri görülmemiş bir tepkiye yol açtığı konusunda uyardı. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Grabois, “Ülkenin her köşesinde yaşananlar, ancak bir toplumun tektonik tabakalarını hareket ettiren bir olayla gerçekleşir. Bugün, halkın açığa çıkardığı şey, kamusal eğitimin devredilemez bir hak olduğudur. Bunu ne en ahlaksız retorik, ne de en büyük hakaret çabaları gizleyebilir" diye yazdı.