İsrail'le ticaret yasağı, soykırım davasına katılım... AKP bu adımları niye şimdi atıyor?

AKP-MHP iktidarı aylarca sürdürdüğü İsrail'le ticareti neden şimdi durdurdu? UAD'deki davaya müdahillik başvurusu neden şimdi ilan ediliyor? Musa Özuğurlu ve Temel Ersoy yorumladı.

Burcu Günüşen

İsrail Gazze’de 7 Ekim’den beri katliamı sürdürürken, aylarca bu ülkeyle ticareti durdurmayan AKP-MHP iktidarının son iki günde açıkladığı iki karar ve bu kararların zamanlaması soru işaretlerine yol açtı.

İsrail’in Gazze’deki saldırılarında bugüne kadar 15 bini çocuk olmak üzere 35 bine yakın Filistinli yaşamını yitirdi. 

Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda geçen Aralık ayında açtığı davada soykırım suçlamasıyla yargılanan İsrail, katliamı sürdürürken, Türkiye’den İsrail’e ihracat da geçen aya dek hiçbir engel getirilmeksizin devam etti.

AKP-MHP iktidarı İsrail’le ticarete ancak kamuoyundan yükselen tepkiler ve 31 Mart yerel seçimlerinde uğradığı yenilginin ardından 9 Nisan’da kısıtlama getirdi.

Bugünden itibarense Ticaret Bakanlığı İsrail ile tüm ihracat ve ithalatı durdurduğunu duyurdu. Bakanlık “İsrail hükümeti, Gazze'ye kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardım akışına izin verinceye kadar” bu tedbirlerin uygulanacağını açıkladı.

Öte yandan bugün Ticaret Bakanlığı tarafından açıklanan Nisan ayı dış ticaret istatistiklerine göre İsrail, kısıtlama kararına karşın geçen ay Türkiye’nin ihracat yaptığı ilk 20 ülke arasında 16. sıradaki yerini korudu.

Ticaret Bakanlığı verilerine göre Nisan ayında İsrail'e 315 milyon dolarlık ihracat yapıldı.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da önceki gün yaptığı açıklamada Türkiye’nin Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’e karşı açtığı soykırım davasına müdahil olmak için başvuruda bulunacağını duyurdu.

Bu iki adım AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 9 Mayıs’ta yapılması planlanan Beyaz Saray ziyaretinin belirsiz bir tarihe ertelenmesi sonrasına denk geldi. Bu arada Hakan Fidan haftasonu gittiği Suudi Arabistan’da ABD Dışişleri Bakanı Blinken ve AB Güvenlik ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile görüşmüştü.

Gazeteci Musa Özuğurlu: Çünkü İsrail bu işin sonuna gelmiş bulunuyor artık

Aylarca İsrail’le diplomatik ve ticari ilişkileri kesmeyen iktidar İsrail’e yönelik bu iki kararı neden şimdi aldı?

Bu soruyu gazeteci Musa Özuğurlu ve emekli asker, güvenlik ve savunma politikaları uzmanı Temel Ersoy’a sorduk.

Musa Özuğurlu “Bu konuda benim tahminim şu: Erdoğan Netanyahu’nun zayıfladığını gördü ve şimdi üzerine gidiyor. Netanyahu daha güçlü bir durumda olsaydı muhtemelen böyle bir şey yapmayacaktı Erdoğan. Bunu Filistinliler için yapmıyor aslında” dedi.

Musa Özuğurlu

Bu iki hamlenin aslında durumu çok da değiştirmeyeceğini söyleyen Özuğurlu “Çünkü İsrail bu işin sonuna gelmiş bulunuyor artık. Bundan sonra bir şekilde sönümlenecek bu mesele. O yüzden de tam da biteceği zaman ‘Biz de böyle bir tavır gösterdik’ deme çabası içerisindeler” diye belirtti.

Bunların daha önce atılması gereken adımlar olduğunu dile getiren Özuğurlu “Artık iş işten geçmiş durumda. O kadar insan öldü, o kadar yer yıkıldı, yok oldu” dedi.

İsrail’in Refah’a saldırma planından vazgeçmediğini, bu saldırıdan sonra da operasyonu bitireceğini kaydeden Özuğurlu’ya göre bunun ardından Türkiye de İsrail ile ilişkileri yeniden düzeltecek. 

Özuğurlu iktidarın şimdi bu iki adımı atarak “Gördünüz mü işte, bakın biz de doğru yerde yer aldık ve işte baskımız sonucunda bu sonuçlar alınabildi” deme çabasında olduğunu söyledi.

'Ticaret hülle yoluyla devam edebilir'

Bu durumun Erdoğan’ın ertelenen Beyaz Saray ziyareti ve AKP’nin dış politikasında bir değişiklikle ilgili olup olmadığını sorduğumuz Özuğurlu’ya göre bu açıdan ilkesel bir değişiklikten söz etmek mümkün değil.

“ABD şu anda yüz vermiyor, Biden yüz vermiyor. Yarın Biden gider de eğer Trump gelirse -ki böyle bir ihtimal var- testi asıl o zaman yapmış olacağız” derken, o zaman Erdoğan’ın ABD’ye yönelik mesajlarının değişmesinin muhtemel olduğunu dile getirdi.

Türkiye’nin stratejik ilişki içinde olduğu Azerbaycan’ın İsrail ile önemli ilişkileri olduğuna işaret eden Özuğurlu, Azerbaycan’ın İsrail’e enerji ihracatında güzergah olarak Türkiye’nin kullanıldığını da hatırlattı ve “O yüzden de Türkiye’nin ticareti kesme kararı İsrail’i öyle aman aman acıtacak bir tavır da değil” dedi.

Bir yandan da ticaretin “hülle” yoluyla sürdürülme olasılığına işaret eden Özuğurlu Rusya örneğini verdi:

“Ukrayna meselesinde görüldü, Rusya’ya yaptırım uyguladılar. Ama en başta İtalya daha ilk gününden Türkiye üzerinden Rusya’ya mal göndermeye devam ettiler. Bunu yapabiliyorlar. Dolayısıyla Türkiye de bunu hülle yoluyla yapabilir.”

Temel Ersoy: Suç üstü yakalandılar

Emekli asker, güvenlik ve savunma politikaları uzmanı Temel Ersoy ise iktidarın bu hamlelerinin iç politikayla ilgisi olduğunu düşünüyor.

Temel Ersoy

Yerel seçimlerdeki oy kaybının ve Yeniden Refah Partisi’nin bu konuda çok sert muhalefetinin AKP’yi etkilediğini dile getiren Ersoy, AKP için şöyle diyor:

“Belli ki seçimlerden sonra bir değerlendirme yapmışlar ve İsrail politikasının çok şey kaybettirdiğini fark etmişler. Bir de suç üstü yakalandılar. Yani inkar edebilecekleri hiçbir şey yok. Delilleriyle, miktarlarıyla, şirketleriyle… Onun telaşıyla çok sert bir tedbir alıyorlar.”

Bunun dış politikada herhangi bir etkisinin olacağını düşünmediğini belirten Ersoy, hükümetin İsrail’e karşı tedbirlerin Körfez ülkelerinden finansman gelmesinin önünü açacağını değerlendirmiş olabileceği yorumunu yaptı:

Şu anda acil finansman ihtiyaçları var. Mehmet Şimşek gitti, ABD’de, İngiltere’de denedi. Orada o parayı vermelerinin çok ağır koşulları var. Suudi Arabistan’ın, Katar’ın varlık fonundaki paralardan, ki o paraların bir kısmı da zaten Türkiye’nin parası, oradan gelecek. Onu almak için ona da oynuyor olabilir. Bu İsrail’e karşı sert tedbirlerin Körfez sermayesinin önünü açabileceğini de değerlendiriyor olabilir.”