ABD-İsrail'den yargıya baskı: Uluslararası Ceza Mahkemesi bile isyan etti

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcılık Ofisi İsrail’in tehditleri sonrası bir açıklama yaparak mahkeme görevlilerini ‘engelleme, korkutma, etkileme’ girişimlerini durdurmaya çağırdı.

Dış Haberler

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nce (UCM) yürütülen soruşturmada İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililer hakkında tutuklama kararı çıkarılması olasılığına karşı İsrail ABD’den yardım isterken, mahkemeye yönelik tehditlerini sürdürüyor.

UCM Savcılık Ofisi bugün bir açıklama yaparak mahkeme görevlilerini "engellemeye, korkutmaya ve uygunsuz bir biçimde etkilemeye yönelik her türlü girişimin derhal durdurulması" konusunda ısrarcı olduğunu duyurdu.

Gazze’de 7 Ekim'den beri 34 binden fazla Filistinlinin yaşamını yitirdiği saldırılar nedeniyle İsrail'in soykırım suçundan yargılandığı Uluslararası Adalet Divanı’ndaki (UAD) dava sürerken, bir soruşturma da Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) yürütülüyor.

UAD gibi merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan UCM, İsrail'in Filistin topraklarında işlediği savaş suçlarına ilişkin soruşturmasını 2021’de başlatmıştı. Mahkemenin soruşturması İsrail devlet yetkililerinin dışında Hamas yetkililerine yönelik de “savaş suçu” iddiasıyla sürüyor. 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas’ın El Aksa Tufanı operasyonu ve ardından İsrail’in Gazze’ye başlattığı saldırı ve işgal de bu soruşturmaya dahil edilmişti.

UCM Başsavcısı Karim Khan geçen Aralık ayında İsrail ve Filistin'i ziyaret etmişti. İsrailli yerleşimlere ziyareti Filistinlilerin tepkisine yol açan Khan'ın Gazze'ye girişine ise İsrail güçleri izin vermemişti.

İsrailli yetkililere savaş suçundan tutuklama kararı çıkar mı?

Son haftalarda UCM’nin soruşturma kapsamında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi hakkında tutuklama emri çıkartmayı değerlendirdiği iddiaları gündeme geldi. İddia bizzat İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu tarafından dile getirildi, Netanyahu UCM'yi hedef alarak, ABD'den ve "dünya liderleri"nden yardım istedi.

UCM'nin İsrail Başbakanı Netanyahu (ortada), Savunma Bakanı Gallant (solda) ve Genelkurmay Başkanı Halevi (sağda) hakkında tutuklama kararı alabileceği belirtiliyor.

ABD basınında çıkan haberlere göre, Netanyahu geçen Pazar günü ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı telefon görüşmesinde UCM’den olası bir tutuklama kararı çıkmasını engellemek için Biden yönetiminden yardım istedi.

İsrail’den ‘Filistin’i yıkarız’ tehdidi

Axios haber sitesinin adı açıklanmayan iki ABD'li ve iki İsrailli yetkiliye dayandırdığı haberine göre, İsrail, UCM’nin, Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililer hakkında tutuklama kararı çıkartması halinde Filistin yönetimini sorumlu tutacağını ve Filistin yönetiminin yıkılmasına yol açacak "güçlü bir eylemle" misilleme yapacağını ABD’ye iletti.

Haberde, İsrail’in atacağı olası adımlardan birinin, Filistin yönetimi adına topladığı vergi gelirlerinin transferini dondurmak olabileceği bilgisi de yer aldı.

Axios’a konuşan ABD'li yetkililere göre, Biden yönetimi de UCM yetkililerine İsrailli yetkililere yönelik tutuklama kararının “hata olacağını” ve ABD'nin bu eylemi desteklemediğini gizlice iletti.

ABD’li senatörler mahkeme yetkilileriyle toplantı yaptı

Aynı haber sitesinde bugün yer alan habere göre ABD’den Demokrat ve Cumhuriyetçi partili bir grup senatör Çarşamba günü UCM’nin üst düzey yetkilileriyle internet üzerinden bir toplantı yaptı. Toplantıda ABD’li senatörler, İsrailli yetkililere olası tutuklama kararı konusundaki “endişelerini” mahkeme yetkililerine iletti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 30 Nisan’da yaptığı açıklamada “dünya liderlerine” UCM tarafından İsrailli yetkililer hakkında tutuklama emri çıkarmasına engel olmak için “tüm nüfuzlarını kullanmaları” çağrısı yapmıştı.

Netanyahu UCM’nin olası tutuklama kararının “İsrail’in kendisini savunma hakkı”nı engellemeye yönelik olduğunu öne sürdüğü açıklamasında, Refah’a saldıracakları mesajını yinelemiş ve UCM’nin de buna engel olmak isteyen “uluslararası güçlere” katıldığını savunmuştu.

Rusya da UCM'ye taraf değil ama Putin hakkında tutuklama kararı çıkarılmıştı

İsrail UCM’yi kuran Roma Tüzüğü'ne taraf değil. Ancak UCM, taraf olmayan ülkeleri de yargılayabiliyor. Bunun son örneği UCM’ye taraf olmayan Rusya'nın Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında mahkemenin "Ukraynalı çocukların Rusya'ya veya Rusya kontrolündeki bölgelere hukuksuz şekilde transfer edilerek savaş suçu işlediği" iddiasıyla Mart 2023’te verdiği tutuklama kararıydı.

Rusya UCM’nin yargı yetkisini tanımıyor ancak Putin hakkındaki tutuklama kararı onun UCM’yi tanıyan 123 ülkeye seyahat etmesi halinde tutuklanması olasılığını gündeme getiriyor. Putin Ağustos 2023’te Güney Afrika’da yapılan BRICS Zirvesi’ne de bu yüzden uzaktan bağlantıyla katılmıştı.

UCM'nin hakkında çıkardığı 'tutuklama kararı' nedeniyle Putin Ağustos 2023’te Güney Afrika’da yapılan BRICS Zirvesi’ne uzaktan katılmak zorunda kalmıştı.

Netanyahu 30 Nisan’da yaptığı açıklamada "Mahkemenin İsrail üzerinde hiçbir yetkisi yoktur; ordu ve devlet yetkilileri hakkında savaş suçları gerekçesiyle tutuklama emri çıkarması ihtimali tarihi bir skandaldır ve antisemizmdir" diye konuşmuştu.

Netanyahu İsrailli esir ailelerinden lobi yapmalarını istemişti

İsrail merkezli N12 televizyonu, UCM'nin Netanyahu ve diğer İsrailli yetkililere yönelik muhtemel tutuklama kararını engellemek için İsrailli esirlerin ailelerinden yardım istendiğini duyurmuştu.

Haberde, Netanyahu'nun Şubat ayında Lahey'e giderek orada UCM Başsavcısı Karim Khan'la "dostça" ilişkiler tesis ettiği öne sürülen Rehineler ve Kayıp Aileleri Forumu yöneticileriyle temasa geçtiği, esirlerin ailelerinden UCM ile bağlantılarını kendisi ve diğer İsrailli yetkililere karşı olası bir kararın çıkmasını engellemek amacıyla kullanmalarını istediği aktarılmıştı.

Mahkemeden tehditler ve etkileme çabalarına ilişkin açıklama: Derhal durmalı

UCM Savcılık Ofisi, mahkemenin görevlilerine karşı "engelleme, korkutma ve uygunsuz bir biçimde etkileme girişimleri"nin durdurulması çağrısı yaptı.

Tüm bu gelişmelerin ardından bugün UCM Savcılık Ofisi sosyal medya hesabından yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklamada doğrudan ABD ve İsrail’e atıf yapılmadı ancak mahkeme görevlilerine yönelik “engelleme, korkutma ve uygunsuz bir biçimde etkileme” girişimlerinin derhal durdurulması çağrısında bulunuldu.

UCM Savcılık Ofisi yazılı açıklamasında yürütülen soruşturmaların “ciddi bir kamu yararı” bulunduğunun bilincinde olduğu ve “devletlerin, seçilmiş yetkililerin, sivil toplum örgütlerinin, akademisyenlerin ve aktivistlerin yorumlarını, kaygılarını iletmelerini ve faaliyetlere katılımlarını” memnuniyetle karşıladığı belirtildi.

Savcılık ofisinin bu türden diyalogların Roma Tüzüğü’nde belirlenen bağımsız ve tarafsız hareket etme şartıyla tutarlı olduğu durumlarda tüm paydaşlarla yapıcı bir şekilde etkileşime geçmeyi amaçladığı belirtildi.

Ancak bu bağımsızlık ve tarafsızlığın “bireyler Mahkeme’ye ya da Mahkeme personeline karşı misilleme tehdidinde bulunduğunda” baltalanacağını bildiren açıklamada Roma Sözleşmesi’nin 70. Maddesine atıfta bulunularak şöyle denildi:

Bu hüküm açıkça hem ‘Mahkemenin bir memuruna karşı o memurun ya da başka bir memurun yaptığı görevler nedeniyle misilemede bulunma’yı hem de ‘mahkemenin bir memurunu, görevlerini yapmaması veya eksik yapması için ikna etmek ya da zorlamak amacıyla engellemek, korkutmak ya da menfaat karşılığında etkileme’yi yasaklamıştır.”

Açıklamanın sonunda UCM Savcılık Ofisi’nin görevlilerine yönelik “tüm engelleme, korkutma ve uygunsuz bir biçimde etkileme girişimlerinin derhal durdurulması” konusunda ısrarcı olduğu ifade edildi.