'İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü': Her gün en az 5 iş cinayeti

Bugün, “İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü". Ülkemizde ise her gün “en az” 5 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetmeye devam ediyor.

Haber Merkezi

28 Nisan 1914 tarihinde Kanada’da iş cinayetlerinde patron sorumluluğu ilk kez kayıt altına alındı. 1970 yılından itibaren farklı ülkelerde faaliyet yürütmekte olan çeşitli sendikalar, 28 Nisan tarihini, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçilere yönelik "anma günü" veya "yas günü" ilan etti. İlerleyen tarihlerde bu tarih çeşitli ülkelerde “İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü” olarak kabul edildi.

İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü'nde, Türkiye'deki tablo ise şöyle: Emekçilerin aleyhine çıkarılan yasalar, giderek azalan alım gücü, hak mücadelelerine karşı süreklileşen baskı ve güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle her yıl iş cinayetlerinde hayatını kaybeden binlerce işçi...

İktidar iş cinayetlerini "fıtrat" ve "kader" ile açıklarken, iş sağlığı ve güvenliği konusunda yaşanan sorunlara yönelik araştırma önergesi de tam iki ay önce TBMM'de AKP ve MHP'li vekillerin oylarıyla reddedildi. Oysa her gün “en az” 5 işçi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirmeye devam ediyor.

Her gün en az 5 iş cinayeti 

Geçtiğimiz yıl en az 1932 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.

En fazla iş cinayeti inşaat, yol işkolunda meydana gelirken, trafik ve servis kazası nedeniyle 444 işçi, ezilme ve göçük nedeniyle 291 işçi, yüksekten düşme nedeniyle de 259 işçi yaşamını yitirdi.

54 çocuk işçinin hayatını kaybettiği 2023 yılında, her gün en az 5 iş cinayeti yaşandı.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG Meclisi), geçtiğimiz haftalarda 2024 yılının ilk üç ayına dair iş cinayeti verilerini açıkladı. Ocak ayında 161, Şubat ayında 149 ve Mart ayında 115 olmak üzere üç ayda en az 425 işçinin, iş cinayeti nedeniyle yaşamını yitirdiği belirtildi.

105 işçinin hayatını kaybetmesi sonucu en fazla iş cinayeti inşaat, yol işkolunda yaşanırken, göçük ve ezilme kaynaklı ölümler iş cinayeti nedenlerinin en üst sırasında yer aldı.

Sadece üç ayda en az 16 çocuk işçi yaşamını yitirdi ve 2024 yılında da her gün en az 5 iş cinayeti yaşandı.

Öte yandan AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılının Kasım ayından, 2024'ün Nisan ayına kadarki süreçte on binlerce iş cinayeti meydana geldi. Bu süreçte en az 32 bin 903 işçi yaşamını yitirdi.

'İş cinayetlerine sebep olanların düzenlerini, onların başlarına yıkalım'

Ülkemizde her gün en az 5 iş cinayeti yaşanırken, Patronların Ensesindeyiz de 28 Nisan İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü nedeniyle bir açıklamada bulundu.

"Takılmayan baret, bağlanmayan emniyet kemerine sığınarak iş cinayetlerinin 'kader' ya da 'fıtrat'tan kaynaklandığını söyleyip yaşanan bu cinayetlere “kaza” süsü vermeye çalışanların çabası boşunadır" denilen açıklamada, söz konusu iş cinayetlerinin "tesadüf" eseri gerçekleşmediğinin altı çizildi.

Alınmayan güvenlik önlemleri, çalışma koşullarının ağırlığı, uzun çalışma saatleri, iş baskısı ve daha fazlasının iş cinayetlerinin sebep olduğu belirtilen açıklamaya şöyle devam edildi:

"Ortada bir cinayet varsa mutlaka faili de vardır. Yaşanan iş cinayetlerinin faili; daha fazla kar elde etmek için iş sağlığı ve güvenliği kurallarını hiçe sayan, daha fazla sömürebilmek için işçileri uzun saatler çalıştırıp hata yapmaya açık hale getiren, işçilerin örgütsüzlüğünden faydalanıp çalışma koşullarını her geçen gün daha da ağırlaştıran patron düzenidir. Bu düzen yıkılmalıdır.

28 Nisan İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü'nde hayatını kaybeden bütün işçilerin anısını saygıyla anarken; patronlar daha da iyi yaşasın diye 'kemer sıkarak' işçilerin yaşamını söndürmeyi düşünen AKP hükümetini ve patronları uyarıyoruz. Emekçilerin hayatından ellerinizi çekin.

Patronların Ensesindeyiz olarak önümüzdeki dönemde tüm emekçileri bu patron düzenine karşı örgütlenmeye ve 1 Mayıs’ta alanlarda olmaya çağırıyoruz. Gelin, tüm eşitsizlik ve sömürüye, iş cinayetlerine sebep olanların düzenlerini, onların başlarına yıkalım."

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi: Bu kan sineye çekilerek ileriye doğru tek bir adım atılamaz

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi tarafından yapılan açıklamada ise sermayenin ve AKP'nin elinde işçilerin kanı olduğu vurgulandı. Türkiye'de işlenen her iş cinayetinin karşısına dikileceğini bildiren THTM'nin açıklamasında "Bu kanın hesabının sorulması ülkemizde en ufak bir değişimin önkoşuludur" denildi. 1 Mayıs'ta bütün emekçileri iş cinayetlerine karşı örgütlü mücadeleye çağıran THTM'den yapılan açıklama şöyle:

"Bugün 28 Nisan,

Dünya Çalışma Örgütü (ILO) tarafından Dünya iş sağlığı ve güvenliği günü olarak değerlendirilen bu tarihte, söz konusu alandaki gelişmelere dikkat çekmek için etkinlikler düzenleniyor. 

Ülkemizde ise 28 Nisan yakınlarını iş cinayetlerinde yitiren işçi aileleri tarafından “İş Cinayetlerinde Hayatlarını Yitirenleri Anma ve Yas Günü” olarak anılıyor.

Her yıl iş cinayetlerinde dünya genelinde 2 milyona yakın, ülkemizde ise 2 bine yakın emekçi yaşamını yitirmektedir. 2024 yılının ilk üç ayında en az 425 işçi hayatını kaybetti. Yani her beş saatte bir işçi iş cinayetine kurban giderek ailesinden ve geleceğinden koparıldı. Tanısı konulmayan meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı ise tam olarak bilinmiyor… 

İş cinayetleri en çok örgütsüzlüğün, esnek çalışmanın ve taşeron sisteminin etkin olduğu işyerlerinde yaşanıyor. Siyasi iktidarın taşeronluğa son verme iddiasıyla attığı adımlar, tam tersine taşeronluğun, örgütsüzlüğün ve kısmi çalışmanın kural haline gelmesini sağladı.

Diğer yandan kayıtsız çalışmanın yaygın olduğu, “merdiven altı” diye tabir edilen işletmelerdeki ölümleri de tam olarak izleyemiyoruz. Çoğunluğu kaçak olan bu tür işletmelerde kurbanların birçoğu göçmen işçi.
Kader, fıtrat ya da kaza gibi nitelemelerle üzeri örtülmeye çalışılan olgu, ülkemizin nasıl bir emek cehennemine dönüştüğünün resmidir. AKP iktidarında, sermaye düzeni dizginlerinden boşaldı ve sonuç kuralsız, güvenliksiz, güvencesiz, yöntemsiz, denetimsiz ve açgözlü bir çalışma düzenine geçilmesi oldu. 

Sermayenin ve AKP iktidarının elinde işçilerin kanı var!

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi olarak, Türkiye’de gerçekleşen her bir iş cinayetinin karşısına dikileceğiz. Bu kanın hesabının sorulması ülkemizde en ufak bir değişimin önkoşuludur. Bu kan sineye çekilerek ileriye doğru atılabilecek bir tek adım yoktur.

1 Mayıs’ta bütün emekçileri iş cinayetlerine karşı örgütlü mücadeleye çağırıyoruz. Sesimizi 1 Mayıs alanlarında yükseltelim."