Ege'de 3 kız çocuğunun öldüğü gün AP tartışmalı göç anlaşmasını onayladı, komünistlerden tepki

AB’nin tartışmalı Göç Anlaşması Avrupa Parlamentosu’ndan geçti. YKP’li vekil Ege’de bugün 3 kız çocuğunun öldüğü trajediye yenilerini ekleyecek anlaşmaya tepki gösterdi.

Dış Haberler

Ege Denizi’nde 3 kız çocuğunun yaşamını yitirdiği göçmen faciasıyla aynı gün Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği'nin (AB) uzun yıllardır tartışılan yeni göç ve iltica anlaşmasını onayladı.

Yunanistan Komünist Partisi’nin (YKP) Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekili Kostas Papadakis oylama öncesinde yaptığı konuşmada anlaşmanın bugün Ege Denizi’nde yaşanan trajediye yenilerini ekleyeceğini söyledi.

Papadakis "AB’nin hukukun üstünlüğü masalının resmi sonu"na gelindiğini belirtti, yeni göç anlaşmasının insanlık dışı olduğunu vurguladı.

Türkiye'den yola çıkan bot kayalıklara vurdu, 3 kız çocuğu ölü bulundu

Yunanistan’ın Sakız Adası’nda sahil güvenlik yetkililerince bugün, Türkiye’den yola çıktığı belirtilen göçmen botunun sahildeki kayalıklara vurması sonucu 3 kız çocuğunun cansız bedenlerinin bulunduğu açıklandı. Yetkililer 8’i çocuk 14 kişinin kurtarıldığını, 2 yetişkin erkeğinse sahilde bulunduğunu duyurdu.

Botun battığı düşünülürken Yunanistan sahil güvenliğinin faciadan kurtulanlar olup olmadığını belirlemek üzere 3 gemiyle arama çalışması yürüttüğü açıklandı.

Brüksel'de protestolar eşliğinde oylama

Bu facianın yaşandığı gün Brüksel'de toplanan Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda AB’nin uzun yıllar süren tartışmaların ardından üzerinde anlaştığı Göç ve İltica Anlaşması oylandı.

AB Komisyonu’nun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson, Genel Kurul’da oylama öncesinde yaptığı açıklamada "Göç politikamızı düzeltmenin zamanı geldi. Vatandaşlarımız bizden savaş ve zulümden kaçan insanları korumamızı bekliyor. Ama aynı zamanda bizden düzensiz gelişleri ve ölümcül yolculukları önlememizi ve kalma hakkı olmayanları hızla geri göndermemizi bekliyorlar. Göç ve İltica Anlaşması, budur. Anlaşma insanları korumamıza, sınırlarımızı korumamıza ve göçü düzenli bir şekilde yönetmemize yardımcı olacak" dedi.

Johansson, oylamanın ardından sosyal medya hesabından paylaştığı mesajda da "Üye ülkeler arasında zorunlu dayanışmayla dış sınırlarımızı, korunmasız kişileri ve mültecileri daha iyi koruyabileceğiz, kalmaya uygun olmayanları hızla geri gönderebileceğiz" ifadelerini kullandı.

Oylamanın yapıldığı sırada anlaşma AP'nin bulunduğu Lüksemburg Meydanı'nda protesto edildi.

"Sınır dışı etmeyi durdurun", "Anlaşmaya hayır deyin", "Dolaşım özgürlüğü haktır" yazılı pankartlar taşıyan protestocular, yeni Göç ve İltica Anlaşması'nın Genel Kurul'daki oylaması sona erene kadar sloganlar attı.

Aynı anda Genel Kurul salonunda da bir grup eylemci, "Bu anlaşma öldürür. Hayır oyu verin!" sloganları atarak, oylamayı böldü.

Oylama bir süreliğine durdurulsa da yeni kurallar, AP'de çoğunluğun oyunu alarak kabul edildi.

YKP'li vekil Papadakis: Bu insanlık dışı aşırıcılık-paktını kınıyoruz

Yunanistan Komünist Partisi’nin AP Grubu milletvekili Kostas Papadakis anlaşmaya ilişkin yaptığı konuşmada “Bu insanlık dışı aşırıcılık-paktını kınıyoruz” dedi. 

Yunanistan Komünist Partili AP üyesi Kostas Papadakis

Bu anlaşmanın getireceği önleyici gözaltı merkezlerini, yeni tel örgüleri, geri itmeleri, toplama kamplarını “kriz yönetimi” diye adlandıran AB’ye tepki gösteren Papadakis yeni düzenlemelerin bugün Sakız Adası’nda 3 küçük kız çocuğunun öldüğü trajedilere yenilerini ekleyeceğini söyledi.

Anlaşmanın bireysel iltica uygulamasını kaldırarak Cenevre Sözleşmesi’ni ihlal ettiğini vurgulayan Papadakis yeni kurallar çerçevesinde AB’nin ucuz işgücü olarak hedefine almadığı göçmenleri “terörist” diye yaftalayıp ayıklamayı amaçladığını dile getirdi.

YKP’li vekil, İsrail’in soykırımının kurbanı Filistinli mültecilerin Gazze’den Batı Şeria’ya taşınması gibi bir örneğe anlaşmada “alternatif iç koruma çözümü” adının verildiğine dikkat çekti.

Papadakis tüm burjuva partilerinin katkısıyla Yunanistan’da, Macaristan’da ya da İtalya’da hükümetlerin mülteci ve göçmenlerin haklarına saldırdıklarını ve “hukukun üstünlüğünün AB’si” masalının resmen sonlandığının altını çizdi.

İnsan hakları kuruluşlarından tepki

Öte yandan uluslararası insan hakları kuruluşları, AB'nin yeni göç ve iltica kurallarının sınırdaki kontrollerin genişletilmesinin, göçmenlerin aylarca gözaltı merkezlerinde kalmasının yolunu açabileceğini dile getiriyor.

Ayrıca "mücbir sebep" durumlarında üye ülkelere çeşitli muafiyetler sağlaması nedeniyle uygulamada mülteci hukuku ve uluslararası insan hakları hukuku kapsamındaki yükümlülüklerin ihlal edilmesi riskine dikkat çekiliyor.

İnsan hakları kuruluşları, AB'nin üçüncü ülkelerle yaptıkları anlaşmalar yoluyla sınır kontrolünü "dışsallaştırma" ve Avrupa'nın mülteci koruma sorumluluklarından kaçması yönünde adım anlamına geldiğini belirtiyor.

Ursula von der Leyen: 'Artık güçlü dış sınırlar için yasal dayanağa sahibiz'

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, bugün AP'de onaylanan yeni Göç ve İltica Anlaşması'yla ilgili, "Artık güçlü dış sınırlar için yasal dayanağa sahibiz" dedi.

Avrupa Parlamentosu'nda oylanarak kabul edilen AB'nin Göç ve İltica Anlaşması'yla ilgili basın toplantısı düzenleyen von der Leyen "Bugün gerçekten tarihi bir gün. Yıllar süren yoğun çalışmaların ardından Göç ve İltica Anlaşması gerçeğe dönüşüyor. Bu Avrupa için büyük bir başarıdır"  dedi.

Von der Leyen, şöyle devam etti:

"Bu, tüm Avrupalılar için gerçek bir fark yaratacak. Birincisi, daha güvenli Avrupa sınırları, herkesi kaydedip tarayarak sınırlarımızı kimin geçtiğini tam olarak bilmek, aynı zamanda bağımsız bir izleme yoluyla temel hakların korunmasını sağlamak demek. İkincisi, iltica ve geri dönüş için daha hızlı, daha etkili prosedürler. Bu, sığınma hakkı olmayanların AB'ye girişine izin verilmeyeceği, savaş veya zulümden kaçanların ise ihtiyaç duydukları korumaya güvenebilecekleri anlamına geliyor."

Von der Leyen, "Artık güçlü dış sınırlar için yasal dayanağa sahibiz. Bu sınırlara gelen her göçmene aynı şekilde adil ve kararlı davranılacaktır. Korunmaya ihtiyacı olanlar korunacak ama korunmaya ihtiyacı olmayanlar ülkelerine dönmek zorunda kalacak." diye konuştu.

Anlaşma ne zaman yürürlüğe girecek?

Anlaşma, üye ülkelerin oluşturduğu AB Konseyi tarafından da onaylanmasının ve Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından yürürlüğe girecek.

Uygulamaya geçilebilmesi için üye ülkelerin anlaşmayı iki yıl içinde ulusal hukuklarında kabul etmesi gerekiyor.